SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S)

BEDİR SAVAŞINDAN SONRA
Hz.Ali (r.a) ve Hz. Fatıma’nın (r.a) Evlenmeleri
Hz.Ali (r.a)ile Hz.Fatıma’nın (r.a) evlilikleri hicretin ikinci yılına rastlar. Hz.Fatıma (r.a), Hz.Peygamberin (s.a.s) en küçük ve en sevdiği kızıydı. Kendisi de Hz.Peygambere (s.a.s) çok benzerdi. Hz.Aişe (r.a) der ki:
- Ben Fatıma (r.a) kadar sözü ve konuşması Rasulullah!a (s.a.s) benzeyen bir kimse görmedim. Fatıma (r.a) girdiği zaman, Rasulullah (s.a.s) ayağa kalkar, onu karşılar ve “Hoş geldin!” diyerek selamlardı. Ben Fatıma’dan (r.a) daha doğru sözlü bir kimse de görmedim.
Daha önce Hz.Ebubekir (r.a) ve Hz.Ömer (r.a) Fatıma (r.a) ile evlenmek için teklifte bulunmalarına rağmen Hz.Peygamber (s.a.s) olumlu yanıt vermemişti. Hz.Ali (r.a) anlatıyor:
Azadlı kölem bana,
- Fatıma’nın (r.a) Rasulullah’tan (s.a.s) istendiğini bilmiyor musun?
- Bilmiyorum!
- Rasulullah’a (s.a.s) gidip Fatıma’yı (r.a) sana nikahlamasını istemekten seni alı koyan nedir?
- Yanımda evlenebileceğim bir şeyim yok.
- Rasulullah’a (s.a.s) gidersen onu muhakkak sana nikahlar!
Rasulullah’ın (s.a.s) huzuruna girdim. Bütün vakar ve heybeti üzerindeydi. Önüne oturdum ve susup durdum. Konuşmaya güç yetiremedim.
- Niye geldin, bir derdin mi var? Her halde Fatıma’yı istemeye geldin!
- Evet!
- Fatıma’ya mehir olarak verebileceğin ne var?
- Atım ve zırhlı gömleğim var!
- Atın sana gerekli, zırhını sat!
Hz.Osman (r.a), zırhı satın aldıktan sonra hem zırhın parasını verdi, hem de zırhı Hz.Ali’ye (r.a) hediye etti. Evlerindeki eşyalar şunlardı: Üç minder, saçaklı bir halı, içi hurma lifleriyle doldurulmuş bir yastık, iki tane el değirmeni, bir su tulumu, topraktan yapılmış bir su testisi, meşinden bir su bardağı, bir elek, bir havlu, bir koç postu, alaca bir kilim, hurma yaprağından örülmüş bir sedir, iki elbise ve bir kadife yorgan.
Medineli müslümanlar düğün yemeği hazırladılar ve ziyafet verildi. Gelinle damat evlerine çekilecekleri zaman, Hz.Peygamber (s.a.s) yanlarına geldi. Bir kap ve su getirtti. Ellerini suya soktu, ve suyun içine misk döktü. Hz. Ali’yi (r.a) çağırdı ve oturttu. Üzerine bu sudan serptikten sonra,
- Allah’ım! Bu evlenmeyi mübarek kıl! Onları mübarek kıl! Onların nesillerini mübarek kıl!
diyerek dua etti. Sonra Hz.Fatıma’yı (r.a) çağırdı. Hz.Fatıma (r.a) utancından gözlerini elbisesine dikip duruyordu. Hz.Peygamber (s.a.s) onun da üzerine su serpti ve
- Seni ailemin en hayırlısı ile evlendirdim!
buyurdu. Dördüncü gün sabah serinliğinde damadını ve kızını görmeye gitti.
Salebe
Ebu Ümametül Bahili anlatıyor:
Medineli Müslümanlardan Salebe Rasulullah’a geldi:
- Ya Resulallah! (s.a.s) Bana servet nasib etmesi için Allah’a (c.c) dua et!
- Şükrünü eda ettiğin az, şükrünü yerine getiremeyeceğin çoktan hayırlıdır!
Aradan zaman geçti, Salebe tekrar geldi:
- Ya Resulallah! (s.a.s) Bana servet nasib etmesi için Allah’a (c.c) dua et!
- Ben senin için güzel bir örnek değil miyim? Sen Allah’ın (c.c) peygamberi gibi olmaya razı değil misin? Varlığım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, dağların altın ve gümüş olarak benimle gezip dolaşmasını istesem, muhakkak gezip dolaşırlar!
Salebe bir süre sonra tekrar Hz.Peygamber’in (s.a.s) huzuruna geldi:
- Ya Resulallah! (s.a.s) Bana servet nasib etmesi için Allah’a (c.c) dua et! Seni hak din ve kitapla gönderen Allah’a (c.c) yemin ederim ki, Allah (c.c) bana servet verecek olursa, muhakkak o servetten her hak sahibine hakkını veririm!
- Allah’ım! Salabe’ye servet nasip et! Allah’ım Salebe’ye servet nasip et!
Salebe koyunlar edindi. Koyunları küçük kurtlar, böcekler gibi çoğalmaya başladı. Medine hayvanları için dar geldi. Medine’den ayrıldı, boş bir vadiye gitti. Öğle ve ikindi namazlarını Hz.Peygamber (s.a.s) ile kılıyor, öteki namazlarında hayvanlarının yanında bulunuyordu. Hayvanları günden güne çoğalmaya devam etti. Salebe sadece Cuma namazlarına gelir oldu. Bir süre sonra Cuma namazlarında da görülmez oldu. Bir gün Hz.Peygamber (s.a.s) onu hatırladı:
- Salebe ne yapıyor?
- Ya Resulallah! (s.a.s) Salebe hayvan edinmişti. Hayvanları Medine’ye sığmaz oldu.
- Eyvah Salebe’ye! Eyvah Salebe’ye! Eyvah Salebe’ye!
Zekat ayetleri indiği zaman, iki kişi seçip yolladı. Tahsildarlar Salebe’nin yanına vardılar. Malının zekatını istediler. Hz.Peygamberin (s.a.s) yazısını okudular. Salebe:
- Bu cizye ve haraçtan başka bir şey değil! Hele siz bir gidin! İşiniz bittikten sonra bana uğrayın!
Tahsildarlar herkese uğrayıp mallarının zekatlarını topladıktan sonra Salebe’nin yanına döndüler. Salebe:
- Yazınızı bir kere daha bana gösterin!
Yazıyı tekrar okudu:
- Bu cizye ve haraçtan başka bir şey değil! Cizye ve haracın kardeşinden başka bir şey değil! Hele siz şimdi gidin de ben bir düşüneyim!
Tahsildarlar dönüp Medine’ye geldiler. Hz.Peygamber (s.a.s) onları görünce, onlar daha konuşmaya başlamadan,
- Eyvah Salebe’ye!
buyurdu. Tahsildarlar olanları anlattılar. Bunu üzerine şu ayetler indi:
Onların bazıları da: "Şâyet O (Allah), lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka (zekât) vereceğiz ve muhakkak iyilerden olacağız" diye Allah'a kesin söz verdi.
9/75
Allah, lütfundan kendilerine verince de cimrilik ettiler, (verdikleri sözü yerine getirmekten ve itaatten) yüz çevirdiler. Onlar, zaten dönek kimselerdir.
9/76
Sonunda, O'na verdikleri sözlerden caydıkları ve yalan söylediklerinden dolayı, Allah, kendisine kavuşacakları güne kadar, onların kalplerine münâfıklığı yerleştirdi.
9/77
O sırada Hz.Peygamberin (s.a.s) yanında Salebe’nin akrabalarından bir kimse vardı. Bunu işitince, Salebe’nin yanına koştu:
- Yazıklar olsun sana Salebe! Allah senin hakkında ayetler indirdi!
diye haber verdi. Salebe hemen Hz.Peygamberin (s.a.s) yanına geldi. Zekatını kabul etmesini istedi. Fakat Hz.Peygamber (s.a.s):
- Allah, (c.c) beni senin zekatını kabul etmekten men etti!
buyurdu. Salebe pişmanlıktan başına topraklar saçmaya başladı. Bunun üzerine Hz.Peygamber (s.a.s):
- Bu senin kendi hareketinin sonucudur. Ben sana zekatını vermeyi emrettim, sen emrimi dinlemedin!
Hz.Peygamber (s.a.s), Salebe’nin zekatın almayınca Salebe dönüp evine gitti. Hz.Peygamber (s.a.s) vefat edinceye kadar zekat veremedi. Hz.Ebubekir (r.a) halife olunca, yanına geldi. Zekatını kabul etmesini istedi. Fakat Hz.Ebubekir (r.a):
- Rasulullah, (s.a.s) senden zekat kabul etmemişti. Ben onu nasıl kabul edebilirim?
diyerek zekatı almayı reddetti. Hz.Ebubekir’in (r.a) vefatından sonra halife olan Hz.Ömer (r.a) ve Hz.Osman’a (r.a) da zekatını almalarını rica etti. Fakat ikisi de aynı sebeple almayı reddettiler. Nihayet, Salebe, Hz.Osman’ın (r.a) halifeliği zamanında vefat etti.
Gatafan Seferi
Gatafan kabilesinden Salebeoğulları ile Muhariblerin, Medine’ye saldırmak üzere Necid bölgesinde toplandıkları haberi alınmıştı. Hz.Peygamber (s.a.s), durumu müslümanlarla görüşüp konuştuktan sonra, hicretin 3. yılında, Hz.Osman’ı (r.a) yerine vekil bırakarak, 450 kişilik bir kuvvetle Medine’den yola çıktı.
Müslümanların kendilerine doğru geldiğini öğrenen kabileler hayvanlarını dağ kuytularına gizlemiş, çoluk çocuklarını da dağ başlarına yerleştirmişlerdi. Müslümanlar onlardan kimseye rastlayamadılar. Bulundukları yere karargah kurdular.
Hz.Peygamber (s.a.s) bulundukları vadinin uzak bir bölgesine doğru gitmişti. Sağanak halinde yağmaya başlayan yağmura tutuldular. Hz.Peygamber (s.a.s) ıslanan elbisesini çıkararak bir ağacın üzerine astı, kendisi de yanı üzerine uzandı. O sırada bir grup bedevi uzaktan Onu izliyorlardı. İçlerindeki en cesurları olan Du’sur’a:
- İşte elimize fırsat geçti. Muhammed tek başına. Arkadaşları gelip onu kurtarıncaya kadar biz onun işini bitiririz.
Du’sur, yavaş yavaş ilerleyerek Hz.Peygamberin (s.a.s) yanına kadar sokuldu, başucuna dikildi. Kılıcını sıyırarak:
- Ya Muhammed! (s.a.s) Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?
- Allah! (c.c)
Du’sur’un elinden kılıcı düştü. Hz.Peygamber (s.a.s), elbisesinin yanında duran kılıcını aldı ve sordu:
- Şimdi seni benden kim kurtarabilir?
- Kılıç tutanların hayırlısı ol!
Hz.Peygamber (s.a.s), Du’sur’u İslam’a davet etti ve sonra da serbest bırakıldı. Du’sur arkadaşlarının yanına vardı:
- Ben halkın en hayırlısının yanından geliyorum!
- Hani, söylediklerin nerede kaldı? Eline fırsat geçmişti, kılıç da elindeydi. Seni onu öldürmekten ne alıkoydu?
Du’sur, olanları anlattı ve onları da İslam’a davet etti.
***
Gatafan seferi on bir gün sürdü. Hz.Peygamber (s.a.s), Müslümanlarla birlikte Medine’ye geri döndü.
Hz.Hasan’ın (r.a) Doğumu
Hicretin 3.yılı ramazan ayında Hz.Fatıma (r.a) ve Hz.Ali’nin (r.a) ilk oğulları Hz. Hasan dünyaya geldi. Hz. Hasan belki de insanların Hz.Peygambere (s.a.s) en çok benzeyeniydi. Hz.Peygamber (s.a.s) onu çok sever ve onun için,
- Allah’ım Ben onu çok seviyorum! Sen de sev’ Onu seveni de sev!
diye dua ederdi.
Bir gün, yanında Temim kabilesinden Akra (r.a) oturuyorken, Hz.Peygamber (s.a.s) Hz.Hasan’ı (r.a) öptü.
Akra (r.a):
- Benim 10 çocuğum var. Onlardan hiç birini öpmem!
dedi. Hz.Peygamber (s.a.s) ona baktı ve
- Merhamet etmeyene merhamet olunmaz!
buyurdu.
Yine bir gün Hz.Peygamberin (s.a.s) yanına bir bedevi geldi:
- Ya Resulallah! (s.a.s) Siz çocuklarınızı öper ve sever misiniz? Halbuki, biz onları hiç öpmez ve okşamayız!
- Allah (c.c) senin kalbinden merhamet ve şefkati söküp almışsa, ben sana ne yapabilirim?
<<<Öceki Sayfa Sonraki Sayfa>>>
Kaynaklar : | Peygamberler Tarihi – M.Asım Köksal Hz.Muhammed’in Hayatı – Martin Lings Feyzü’l Furkan – Hasan Tahsin Feyizli |